Ana içeriğe atla

    Antropometri Nedir

              Antropometri; insan vücudunun boyutları ile ilgilenen özel bir bilim dalı olup, Yunanca’da “insan” anlamında kullanılan anthropos ve “ölçüm” anlamında kullanılan metron kelimelerinden türetilmiş olup, antropometri, vücudun belli bölümünün hareketsiz durumu, ağırlık merkezi ve hacim gibi vücudun belli fiziksel özellikleri ve boyutları ile ilgilenen bilim dalı şeklinde tarif etmek de mümkündür. Başka bir ifade ile antropometri; insan vücut ölçüleri ve vücut hareketlerinin mekanik yönleri ile bu hareketlerin frekans ve sınırları gibi insan vücut özellikleri ile uğraşan bir bilim dalıdır. Tasarlanacak sisteme veya mekâna ilişkin kullanıcının gereksinim duyduğu donanımın, aygıtların, yakın çevresinin tasarlanmasında etkili olan, hareketli ve/veya hareketsiz durumda vücut ölçülerinin, kapasitelerinin bilimsel ölçüm metotları kullanılarak saptanması amaçlanır.


    Vücut ölçümleri genellikle iki son nokta arasında kalan mesafenin ölçümü şeklinde tanımlanmaktadır. Antropometrik ölçümler alınırken birtakım ölçüm tekniklerine başvurulur. Klasik antropometride kullanılan birtakım terimler vardır.
    • Yükseklik (boy ve dirsek yüksekliği gibi),
    • Genişlik (kalça genişliği gibi),
    • Derinlik (kalça diz mesafesi gibi),
    • Mesafe (kulaç mesafesi gibi),
    • Eğrilik (belkemiği eğriliği gibi) ,
    • Çevre (baş çevresi ve orta kol çevresi gibi),
    • Uzanma (maksimum uzanma mesafesi gibi).
    Antropometri Çeşitleri
    Vücut ölçülerinin elde edilmesine yönelik, statik ve dinamik (fonksiyonel) antropometri olmak üzere iki farklı metot geliştirilmiştir. Bu iki metot kullanılarak elde edilen antropometrik veriler ise; “yapısal antropometrik veri”, “fonksiyonel antropometrik veri” ve “kuvvetsel antropometrik veri” şeklinde gruplandırılmaktadır. Ergonomik amaçlı tasarımlarda kullanılmak üzere gerekli antropometrik ölçüler statik ve dinamik (fonksiyonel) antropometri denilen iki farklı başlıkta toplanmaktadır. Statik antropometri, insanların statik duruş ve oturuşlarında ölçülen boyutları ele alan bir uğraş alanıdır. Antropometrik ölçüler ayakta durma ve düz bir zeminde oturma durumlarına bağlı olarak özel aletlerin kullanımıyla alınmakta ve farklı ergonomik tasarımlarda kullanılmaktadır. Çok hassas, eklemden ekleme yapılan ölçümlerde röntgen ışınlarından yararlanılmaktadır.
    Statik Antropometri
    Statik boyutlar, insan vücudunun sabit, yani statik pozisyonundan elde edilen ölçüm sonuçlarıdır. Statik boyutlar, dirsek ve bilek arası ölçümler ile eklem merkezleri arasında ölçümler gibi insan iskeleti boyutları yanı sıra baş çevresi, cilt yüzeyi çevre ölçüleri gibi dış hat boyutlarını içermektedir. Yapılan incelemeler sonucunda 973 farklı statik antropometri ölçümünün var olduğu bilinmektedir. Statik antropometri ölçümlerinin çoğu miğfer, telefon ya da radyo kulaklığı, eldiven tasarımı gibi çok özel uygulamalar için elde edilirler. Bununla birlikte belli vücut ölçüleri, birtakım özel amaçları karşılayabilmek amacıyla elde edilmektedirler. Her çeşit statik antropometri yaklaşımının özel bir nedeni vardır. Çeşitli yaş gruplarındaki okul çocuklarının oturacağı sıraların boyutlarını saptamanın yanı sıra, bir gaz maskesinin yüz ölçülerine uygun bir şekilde ve boyutlarda imali için ihtiyaç duyulan antropometri ölçümler de statik antropometri yaklaşımı ile elde edilir. Statik anlropometri ile elde edilen vücut ölçüleri çalışma ortamında pek çok tasarım için kullanılabilir.
    Dinamik Antropometri
    Endüstri ve iş ortamında iş görenler sürekli devinim hâlindedirler. Bir iş gören işini yaparken çeşitli yönlere uzanması, kol, bacak ve gövdesini değişik boyutlarda ve devamlı hareket ettirmesi nedeni ile çeşitli dinamik ölçülerin bilinmesine ihtiyaç duyulur. Fonksiyonel antropometri olarak da bilinen dinamik antropometri yaklaşımı ile elde edilen boyutlar, bazı fiziksel aktivitelerde bulunan insan vücudundan belli şartlar altında elde edilirler. İnsanların ayakta dururken ya da otururken çevrelerindeki malzemelere, kontrol sistemlerine ve çeşitli işlem noktalarına uzanabilmeleri için; eğilme, uzanma ve dönme gibi hareketlerinin hudutlarını ölçmek de iş düzeni ve insan-tezgâh, insan-makine gibi arakesitlerin tasarımında optimizasyon açısından önemlidir. Ancak çalışma ortamında insanların, sekreterin masasında bulunan telefona erişmesi, masanın çekmecesinden kâğıt almak için eğilmesi örneklerinde olduğu gibi, hareketlerde bulunmaları nedeniyle çeşitli dinamik boyutların ölçülmesine ihtiyaç duyulmuştur. İnsanların ayakta dururken ya da otururken çevrelerindeki malzemelere, kontrol araçlarına ve çeşitli işlem noktalarına eğilme, dönme, uzanma gibi hareketlerle erişebilecekleri sınırlar dinamik antropometri ile ölçülür

    Yorumlar

    Bu blogdaki popüler yayınlar

    SAĞLAMLIK:YAPI NASIL AYAKTA DURUR?      Bir yapının en önemli kısmı strüktürü ya da onu ayakta tutan sistemdir. Strüktür yeni bir çerçeve ya da kılıf yaratmaktan daha fazla bir şeydir. Seçilen malzemeler ve bunların kütleselliği ya da maddeselliği çağrıştıracak şekilde biraraya getiriliş biçimleri bir kültürün kendisine ve tarihle ilişkisine dair sahip olduğu bakış açısının bir parçasıdır. Bilimsel olarak anlamadan çok önce hepimiz dayanaksız nesnelerin düz bir doğru üzerinde aşağıya doğru yada tam söylemek gerekirse dünyanın merkezine doğru düşecekleri konusunda açık bir kavrayışa sahip oluyoruz. İşte bu durum mimari strüktürün özüdür. Mimarlık algımızın bir kısmı kuvvetlerin yapılarda nasıl ele alındığının empatik çözümlemesiyle uğraşmak zorundadır.  Dikme ve Lento      Strüktürün başlangıcı hangi malzemeden olursa olsun duvardır. Ama duvarlarla çevrili bir odada ışık ve görüş olmadığı için bu duvarın açılması gerekir. Bu açığın üzerindeki bloklar ya...
    Mimarlığın Öyküsü LELAND M.ROTH İçinde yaşayıp çalıştığımız inşa edilmiş çevrenin tarihini ve anlamını nasıl yorumlayacağımızı biyiyor musunuz? Mimarlığı, insan etkinliğinin fiziksel kabı olarak görünen Leland M. Roth, bizi insan yapısı fiziksel çevreyi nasıl "okuma"mız gerektiği konusunda aydınlatıyor. Mimarlığın Öyküsü yapıları ayakta tutan strüktürel özellikleri, yapı formlarının karmaşık evrimini inceleyen tarihsel bir kitap olmaktan, çok, çevrenin üzerimizdeki fiziksel ve psikolojik etkilerini gerçekleştirme biçimlerini, yapının taşıdığı tarihsel ve simgesel mesajları ve insanları yapı yapmaya zorlayan sanatsal itkinin özelliklerini ele alıyor. "Mimarlık yalnızca bir barınak ya da koruyucu şemsiye değil, aynı zamanda insan etkinliğinin ve özleminin fiziksel kaydı, bize bırakılmış kültürel kalıttır. Mimarlık yazılı tarih ve yazın gibidir. Onu üretmiş insanlara dair bir kayıttır ve onlarla aynı şekilde okunabilir.